Merhabalar,
Bir Zülfü Livaneli kitapları aşkına tutuldum denebilir. Serenad kitabından sonra tüm kitaplarını almaya başladım. Kumbara projem sağolsun !
Zülfü Livanelinin okuduğum 3.Kitabı Bir Kedi, Bir Adam , Bir Ölüm
Kitabın arka kapağından :
Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım.
Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu.
O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor.
Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil.
Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız.
Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı.
Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.
12 Mart rüzgârlarının İstanbuldan Stockholme savurduğu bir mülteci
olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye den bir hastayla karşılaşır.
Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır.
Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı
ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar.
Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir...
Zülfü Livanelinin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu
ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
Kitabın kapağını oldukça başarılı bulduğumu belirtmeliyim. **
Arka kapak yazısından içeriğini az da olsa anladığınızı düşünüyorum. Ama kısaca bahsedecek olursam;
Sami Başaran adlı sinemayı çok seven bir gencin yaşadığı olayları hatta dramı anlatıyor diye bilirim.
Nişanlısı Filiz'in başına gelenler oldukça üzücüdür. Sami'nin yaşadığı trajediyi yaşayıpta ayakta kalmak zor..
Mülteci olarak yolu İsveç'e düşmüş bir genç..
Bir arkadaşı onun hikayesinin roman haline getirmek ister fakat Sami'nin şartıyla. Kitap basılmadan önce ilk o okumak ister.
Kitapta eksiklikler olduğunu düşünür ve her bölümün sonunda olayı birde kendi bakış açısıyla anlatır. Yani bu kitapta 2 yazar bir ağızdan anlatır.
Yaşanmışlıklar,öfkeler,hüzünler... birçok duygunun yer aldığı bir kitap.
Yaşar Kemal'in de dediği gibi:
''Gerçek bir şahaser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel. Öldürmek mi bağışlamak mı ikilemini veren en iyi roman.''
O yüzden de Yunuz Nadi Roman Ödülünü almasına şaşmamalı.
Ellerine ,emeğine sağlık diyorum.
Mutlaka bu eseri okuyun!
Sevgiler...
çok merak ettim kitabı, teşekkürler
YanıtlaSilBence de kapağı bile dikkat çekici hemen okumalısın :)
Sil